reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

Monday, April 4, 2016

Kanserle mücadelede yeni dönem: immünoterapi

Kanser artık, sağlıklı hücreleri koruyan ve sadece kanserli hücreyi yok eden immünoterapi yöntemiyle akıllı ilaçlar kullanılarak yok edilecek. Yöntem, tümöre özgü genetik bozuklukların saptanarak, buna özgü geliştirilen ilaç tedavisiyle kanserin tedavi edilmesini içeriyor.

Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği (LLMBİR) Derneği

Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan kanserle mücadelede uygulanmaya başlanan yeni

metodlar arasında immunoterapi çalışmalarının çok önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Kanser hücresinin, vücudun kendi bağışıklık sistemine ait hücrelerin kuvvetlendirilerek

yok edilmesine olanak sağlayan "immünoterapi" tedaviyle ortadan kaldırılmaya

çalışıldığını dile getiren Özcan, bu yöntemin ABD'de kanser tedavisinde yılın

en önemli gelişmesi olarak kabul edildiğini ifade etti.

Bu konuda yürütülen çalışmalara ağırlık verildiğini anlatan Özcan, şunları

kaydetti:

"İmmünoterapi, vücutta aslında kanserle savaşmakla görevli olan ancak

kanserin yarattığı bir anlamda felç durumu nedeniyle sorumluluğunu yapamayan

savaşçı hücrelerin yeniden gücünü toplayarak savaşabilecek duruma gelmesi anlamına

geliyor.

Vücudumuzda oluşan kanser hücreleri, bu savaşçı hücreler sayesinde yok edilir.

Bu nedenle de kanser tablosu gelişmez. Kansere neden olan hücreler, biz farkında

olmadan sağımızdan solumuzdan uçuşan mermiler gibidir. Ancak, savaşçı hücreler

diye adlandırdığımız bazı kalkanlar, bu mermileri derhal yok eder ve biz kanser

olmayız.

Burada en önemli gelişme kanserli hücreyle savaşarak onları yok etme görevinin

asli hücresinde yani T lenfositlerde yaşandı. T lenfositlerdeki programlı hücre

ölümü reseptörü, durdurucular kullanılarak yeniden çalışır hale getirildi. Bu

ilkeye dayanan 3 ilaç ABD'de onay aldı. Bunlar arasında Hodgkin lenfoma, melanoma

gibi hastalıklar bulunuyor."

Özcan, bu çalışmalarda özellikle moleküler tekniklere ağırlık verildiğini de

belirterek "Örneğin, yeni kuşak DNA dizi analizi tekniklerinin gelişmesi

ile her tümörün kendine özgü genetik bozuklukları kolayca saptanabilir hale

geliyor. Bu saptanan bozukluklara özel ilaç geliştirilebilmesi büyük bir ümit."

diye konuştu.

Hedefe yönelik tedavilerin de kanserle mücadelede çok önemli olduğunun altını

çizen Özcan, "Kemoterapi kavramının toplumda edindiği kötü şöhret nedeniyle

yeni ilaçlara büyük umut bağlanıyor. Buradaki en büyük yanılgı yeni ilaçların

yani 'kemoterapisiz' tedavinin 'yan etkisiz' tedavi olacağının umut edilmesi.

'Kemo yoksa yan etki yok' düşüncesinin şimdilik hayal olduğu anlaşıldı. Pek

çok yeni hedefe yönelik ilaç deneme aşamasında ve gerçekten önemli başarılar

elde edildi ama kesinlikle yan etkiler de önemli." dedi.

- 20 tümör tipi için immünoterapi klinik çalışmaları yapılacak

Hematolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman İlhami Özcebe de bağışıklık

sisteminin güçlendirildiği yöntemin kanser tedavisinde tıbbın elini güçlendirdiğini

vurguladı.

Yıllardır hematolojik kanserlerde tedavi için uygulanan kemoterapilerin insan

yaşamında çok önemli ilerlemeler sağladığını ifade eden Özcebe "Ancak bu

yöntemin hastalarda ateş, kanama, damar içinde pıhtılaşma, akciğer enfeksiyonları

gibi pek çok yan etkisi mevcut. Bunun yanı sıra saç dökülmesi, sosyal ve psikolojik

sorunlar da gelişiyor, hasta normal yaşamından uzaklaşmak zorunda kalabiliyor.

Vücudun direncini ve savunma sistemini güçlendirmeye yönelik tedavi yöntemi

immünoterapi, mevcut uygulamadaki olumsuzlukları azaltabilecek." şeklinde

konuştu.

Hematolojik Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Şıvgın da immünoterapinin,

hematolojik kanserler ve organ kanserlerinde son yıllarda giderek yaygınlaşan

bir tedavi yöntemi olduğuna anlatarak "ABD'de başkan Obama'nın başlattığı

'Kanser: Aya Yolculuk 2020' projesi kemoterapiden immünoterapiye dönüşüm sürecidir.

Beş yıl içinde 20 bin hastada 20 tümör tipi için yeni immünoterapilerin klinik

denemelerini uygulamayı amaçlamaktadır." dedi.

Ankara Onkoloji Hastanesi Hematoloji Kliniği ve Kök Hücre Nakil Kliniğinden

Doç. Dr. Emre Tekgündüz de bu tedavilere erişim için klinik çalışmalara katılımın

çok önemli bir avantaj olduğunu belirtti.

Akciğer kanserinde standart tedavinin tamamen değiştiğinin altını çizen Tekgündüz,

şunları söyledi:

"Beş yıl önce akciğer kanserli hasta karşımıza geldiğinde direkt kemoterapi

yapıyorduk. Şimdi genetik testler yapıyoruz. Genetik mutasyonlar varsa akıllı

ilaçları veriyoruz.

Akciğer kanseri hastalarının yüzde 20'si bugün kemoterapi almıyor. Bundan 10

sene sonra belki bu yüzde 80 alacak ama kemoterapi hala çok etkin bir tedavi

aracıdır. Kurtulunması ve yok edilmesi gereken bir düşman gibi de düşünülmemesi

gerekir."

No comments:

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri